GİRİŞ
I.Dünya
Savaşı’nda İtilaf Devletlerine karşın verilen mücadelede mağlup tarafta olan Osmanlı
Devleti verdiği mücadelelere rağmen işgallere kapısını kapalı tutamamıştır. Yurdun
dört bir yanına işgaller yapıldı. İstanbul hükumetinin, yani o dönemde devletin
yönetildiği merci, İngilizler tarafından atanan komiserler aracılığı ile
yönlendiriliyordu. Devlet çıkılmaz bir kuyunun içerisine düşmüş, yaşama
tutunmaya çalışıyordu. İşte bu dönemde Anadolu’da Mustafa Kemal önderliğinde
millî bir direniş başlamıştır. Çetin bir dönemin sonunda ve büyük bir
mücadelenin ardından bağımsız yeni bir Türk Devleti filizlenmeye başlamıştır.
Mustafa Kemal
önderliğinde başlayan bu direniş işgallerin önünü kesecek. Düşmanı bozguna
uğratacaktır.
GELİŞME
İzmir’i işgal
etmek için harekete geçen Yunan ordusu karşısında bir Türk kuvveti görecektir. 9
Eylül’de İzmir’e ulaşan Türk kuvvetleri Batı Anadolu’daki Yunan işgalini sona
erdirecekti. 26 Ağustos 1922’de İzmir’i işgal için ilerleyen Yunan ordusu Büyük
Taarruzla mağlup edilip, ardından 11 Eylül’de Bursa’ya giren Türk kuvvetleri
Çanakkale’ye doğru ilerlemişlerdi. Boğazlar gibi önemli bir mevkii elinden
çıkarmak istemeyen İngiltere Türkiye’yi ateşkes görüşmelerine katılmaya ikna
etmeye çalışmıştır.
O zaman da Doğu
Trakya’nın Yunan işgali altında olması nedeniyle, İngiltere ateşkes
antlaşmasına karşın, Türkiye’nin Doğu Trakya’yı alacağını teklif edip Mustafa
Kemal Paşa’ya güvence vererek Türkiye’yi ateşkes görüşmelerine katılmaya ikna
etmeye çalışmıştır.
Mudanya
Mütarekesi ile Doğu Trakya Yunanlılardan savaş yapılmadan kazanılmıştır. Türk
kuvvetlerinin işgallere karşın verilen üstün direnişi sonucunda daha fazla risk
almak istemeyen İngiltere barış konferansının toplanması için görüşmelere
başlamıştı. İlerleyen süreçlerde de görüleceği gibi Lozan doğuyordu.
TBMM Hükümetinin bir barış konferansının durumunda yerinin İzmir’de
toplanmasını tercih etmişti.İngiliz Dışişleri Bakanı Lort Curzon, İzmir’de toplanmanın üstünlük
sağlayacağını düşündüğü için bunu istemiyordu. Sonunda barış konferansının 13
Kasım 1922’de Lozan’da toplanması kararlaştırılmıştı. Bu karar neticesinde
İstanbul ve Ankara Hükumetine ayrı ayrı 2 davetiye gönderilmiştir. Amaçları
ikilik yaratmak ve bu karmaşadan yararlanmak olacaktı. Ancak bu durum kabul
edilemezdi. Dolayısıyla TBMM tarafından 1 Kasım 1922’de alınan bir kararla,
Saltanat kaldırıldı. Böylece Türk tarafını temsil etme görevi Türkiye Büyük
Millet Meclisi tarafından gerçekleştirilmiştir. Mustafa Kemalinde bizzat isteği
üzerine görüşmelere, İsmet Paşa önderliğinde Hasan Paşa ve Rıza Nur Bey
gönderildi. Türk tarafına istedikleri koşullarda bir antlaşma
imzalatabileceklerini sanan itilaf tarafı büyük bir yanılgı içerisinde
olacaktır. Görüşmelerde İngiltere, Fransa, İtalya, Yugoslavya, Yunanistan, Japonya
ve Romanya katılmıştır. Ayrıca ABD de gözlemci sıfatıyla konferansa yer
edinmiştir.
Lozan Barış
Konferansında, İtilaf Devletleri ağır maddeler içeren projeler imzalatmak istemişlerdir. Türk heyeti teklif edilen projeyi kabul
etmemiştir. Lort Curzon, yani İngiltere daha fazla görüşmeye vakit olmadığını
söyleyerek İsmet Paşa’nın kesin cevap vermesini istemiştir. Fakat İsmet Paşa,
Türk hâkimiyetine aykırı hiçbir kaydı kabul etmeyeceğini söyleyerek tekrar
reddetmiştir. Konferans 4 Şubat Pazar günü 1923’te dağılmıştır.
Günümüz de hala
tartışma konusunda olan Lozan burada bahsedildiği üzere çok daha kötü
sonuçlanabilme ihtimali vardı, lakin İsmet Paşa ve heyetinin dik duruşu bunun
önüne geçmiştir. Üstelik o günün şartlarına göre düşünüldüğünde İsmet Paşanın
işgale uğramış bir ülke konumunda olmasına rağmen ret kararı onun ne kadar asil
boyun eğmez bir kişilik olduğunu gösterir.
Lozan görüşmelerinin bitmesi savaş
düşüncelerini ortaya çıkarmıştır.
Öyle ki Anadolu hala işgal
altındadır. Başkomutan Mustafa Kemal, Türk Ordusu'na savaş hazırlıklarının
başlamasını emretmiştir. Sovyetler Birliği de yeniden savaş çıkarsa bu sefer
Türkiye'nin yanında savaşa gireceğini ilan etti. Bunun olmasını istemeyen İtilaf
Devletleri barış görüşmelerini tekrar başlatmak için Türkiye'yi tekrar Lozan'a
çağırdı.
23 Nisan 1923’te
görüşmelerin yeniden başlamasıyla 17 Temmuz 1923’te ortak bir antlaşma yapıldı.
Sonuç itibari ile Lozan Barış Antlaşması 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalandı.
maddeler
Toplamda 143 maddeden oluşan Lozan Barış Antlaşmasının en
önemli konularına değinelim:
SINIRLAR: Irak Sınırı: Lozan da gündeme gelmesine rağmen, çözülemeyen tek
konu olan Irak sınırı, Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, sonraya
bırakılmıştır. Bu konuda İngiltere ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp
anlaşacaklardır. Türk-Yunan Sınırı: Meriç Nehri'nin batı tarafındaki Bosna köy ve Karaağaç istasyonu,
Yunanistan'ın Batı Anadolu'da vermiş olduğu hasara karşılık savaş tazminatı
olarak Türkiye'ye verilmiştir. Türkiye-İran Sınırı: Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17
Mayıs 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması'na göre belirlenmiştir.
ADALAR:
Gökçeada ile Bozcaada özerk bir
yönetime tabi tutulmak şartıyla (Türkiye antlaşmanın bu maddesini uygulamadı)
Türkiye'de, diğer Ege Adaları İtalya'ya kaldı. İtalya'nın Türk sınırına yakın
adaları silahsızlandırması kararlaştırıldı. Sevr Antlaşmasıyla On iki Ada
İtalya'ya diğer adalar Yunanistan'a bırakılmıştı. On iki Ada ve Rodos 1945
yılında müttefiklerin eline geçti ve Nisan 1947'de resmen Yunanistan'a teslim
edildi.
KAPİTÜLASYONLAR: Yabancı
devletlere tanınan ayrıcalıklara tamamen son verilmiştir. Kapitülasyonları
fırsat bilerek ülkemizde faaliyet gösteren ticaret kuruluşlarına, T.C.
yasalarına uyma zorunluluğu getirilmiştir.
AZINLIKLAR: Türkiye sınırlarında yaşayan tüm
azınlıklar Türk yurttaşı sayılmıştır, Azınlıklara tanınan ayrıcalıklara son
verilmiş, azınlıkların Türk vatandaşlarına verilen haklardan yararlanmaları
sağlanmıştır. Bu madde sayesinde Avrupalı devletlerin iç işlerimize karışması
engellenmiştir. Azınlıklarla ilgili alınan kararlardan biri de nüfus mübadelesi
kararıdır. Bu karar ile Türkiye’de yaşayan Rumlar ve Yunanistan’da yaşayan
Türkler yer değiştirmiştir. Nüfus Mübadelesine İstanbul ve Batı Trakya’da
yaşayanlar dahil edilmemiştir.
BORÇLAR: Lozan Antlaşmasına göre TBMM heyeti Osmanlı’dan
kalan borçları ödemeyi kabul etmiştir. Kalan borçlar, ayrılan devletler
arasında paylaştırılmış ve ödenmek üzere taksite bağlanmıştır. Borçların Türk
Lirası ya da Fransız Frangı olarak ödenmesi kararına varılmıştır. Genel Borçlar
Yönetimi ve Düyun-u Umumiye İdaresi kaldırılmıştır.
BOĞAZLAR: En çok konuşulan konulardan biridir.
Bu konu ilk görüşmelerde bir sonuca ulaşmasa da daha sonra çözüme
kavuşturulmuştur. Türklerin başkanlığını yaptığı komisyon kurulacak ve bu
komisyon tarafından yönetilecektir. Ticaret gemileri bu boğazlardan barış
zamanında serbest bir şekilde geçebilecek, savaş gemileri ise
sınırlandırılacaktır. Boğazlara herhangi bir saldırı olması durumunda gereken
önlem Milletler Cemiyeti tarafından alınacaktır.
YABANCI OKULLAR: Eğitimlerine
Türkiye'nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı.
PATRİKHANELER: Dünya
Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin siyasi yetkilerinden
arındırılarak İstanbul'da kalmasına izin verildi.
Sonuç
Lozan Barış Antlaşması, Türk milletinin
varoluş belgesidir. Osmanlı İmparatorluğu
tarafından imzalanan 1920 tarihli Sevr Antlaşması'nın dayattığı toprak
kayıplarına karşı çıkan Mustafa Kemal Paşanın 600 yıllık bir mirasın ardından
bizi bir kuyuya atamazsınız seslenişlerine istinaden adeta özgürlüğün ve
direnişin mührünün basıldığı bir antlaşmadır. Yine Gazinin aynen belirttiği
gibi “Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr
Muahedenamesiyle ikmal edildiği zannedilmiş, büyük bir suikastın sonuçsuz
kaldığını ifade eder bir vesikadır” ve gerek Millî Mücadele’deki başarılarıyla
gerekse Lozan’daki duruşuyla Türk milletinin sevgisini kazanan İsmet İnönü’nün
belirttiği üzere de “I. Dünya Savaşı’ndan sonra günümüze kadar dimdik ayakta
kalan tek barış antlaşmasıdır”.
Lozan Barış Antlaşması sayesinde Türkiye, bağımsızlığını kazanmış bir
devlet olarak kabul edilmiştir. Türkiye’nin bağımsızlığını kazanmasının en
etkili sebebi kapitülasyonların kaldırılması olmuştur. Kapitülasyonların
kaldırılmasıyla yabancı devletlere verilen ayrıcalıklar son bulmuştur. Bu
antlaşma sonrasında Türk vatandaşları eşitlik ve bağımsızlık kazanırken,
Azınlıklarda eşit şartlarda benimsenmiştir. Lozan antlaşması ne zaman bitiyor sorusuna cevap ise kısaca
söylemek gerekirse Lozan Antlaşması bitmiyor, süresi bulunmuyordur.
Lozan’ın günümüzde hala milletimizin belini
büken bir antlaşma olduğu düşünülmesi son derece yanlış bir düşüncedir.
Lozan’da elbette ki bazı maddeler kısıtlayıcı olabilir lakin şu unutulmamalıdır
ki biz Sevr Antlaşmasından yani özgürlüğümüzün tamamen teslim edildiği bir
antlaşmadan Lozan’a geldik. Tamda burada İsmet Paşanın söylemiş olduğu iki
güzel sözden bahsetmek isterim. Lozan görüşmelerinde önümüze getirilen adeta
Sevr’i andıran projelere karşın “Beyler unutmayın biz Mondros’tan değil Mudanya’dan
geldik buralara” Yani bize yenik bir devlet statüsünde muamele yapamazsınız biz
buraya vatanımızı kurtararak geldik demiştir. Yine aynı şekilde bir sözünde
daha “Çok ıstırap çektik, çok kan akıttık... Bütün uygar uluslar gibi
özgürlük ve bağımsızlık istiyoruz.” Demiştir. Buradan anlaşılacağı üzere Lozan’da biz o günün şartlarına göre yapılması gereken neredeyse her şeyi yapmaya çalışmışızdır. O gün ki şartları düşünmeyip bugünün şartlarına göre yorum yapmak doğru değildir.
özgürlük ve bağımsızlık istiyoruz.” Demiştir. Buradan anlaşılacağı üzere Lozan’da biz o günün şartlarına göre yapılması gereken neredeyse her şeyi yapmaya çalışmışızdır. O gün ki şartları düşünmeyip bugünün şartlarına göre yorum yapmak doğru değildir.
KAYNAKÇA
Atatürk, Mustafa Kemal, Nutuk (1919-1927).
İnönü, İsmet Paşa, Hatıraları
Atatürk Yolu Dergisi S 53, (Lozan Antlaşması Özel Sayısı), 2013,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder