Her Yönüyle Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)






GİRİŞ

I.Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletlerine karşın verilen mücadelede mağlup tarafta olan Osmanlı Devleti verdiği mücadelelere rağmen işgallere kapısını kapalı tutamamıştır. Yurdun dört bir yanına işgaller yapıldı. İstanbul hükumetinin, yani o dönemde devletin yönetildiği merci, İngilizler tarafından atanan komiserler aracılığı ile yönlendiriliyordu. Devlet çıkılmaz bir kuyunun içerisine düşmüş, yaşama tutunmaya çalışıyordu. İşte bu dönemde Anadolu’da Mustafa Kemal önderliğinde millî bir direniş başlamıştır. Çetin bir dönemin sonunda ve büyük bir mücadelenin ardından bağımsız yeni bir Türk Devleti filizlenmeye başlamıştır.
Mustafa Kemal önderliğinde başlayan bu direniş işgallerin önünü kesecek. Düşmanı bozguna uğratacaktır.

GELİŞME

İzmir’i işgal etmek için harekete geçen Yunan ordusu karşısında bir Türk kuvveti görecektir. 9 Eylül’de İzmir’e ulaşan Türk kuvvetleri Batı Anadolu’daki Yunan işgalini sona erdirecekti. 26 Ağustos 1922’de İzmir’i işgal için ilerleyen Yunan ordusu Büyük Taarruzla mağlup edilip, ardından 11 Eylül’de Bursa’ya giren Türk kuvvetleri Çanakkale’ye doğru ilerlemişlerdi. Boğazlar gibi önemli bir mevkii elinden çıkarmak istemeyen İngiltere Türkiye’yi ateşkes görüşmelerine katılmaya ikna etmeye çalışmıştır.
O zaman da Doğu Trakya’nın Yunan işgali altında olması nedeniyle, İngiltere ateşkes antlaşmasına karşın, Türkiye’nin Doğu Trakya’yı alacağını teklif edip Mustafa Kemal Paşa’ya güvence vererek Türkiye’yi ateşkes görüşmelerine katılmaya ikna etmeye çalışmıştır.
Mudanya Mütarekesi ile Doğu Trakya Yunanlılardan savaş yapılmadan kazanılmıştır. Türk kuvvetlerinin işgallere karşın verilen üstün direnişi sonucunda daha fazla risk almak istemeyen İngiltere barış konferansının toplanması için görüşmelere başlamıştı. İlerleyen süreçlerde de görüleceği gibi Lozan doğuyordu.
TBMM Hükümetinin bir barış konferansının durumunda yerinin İzmir’de toplanmasını tercih etmişti.İngiliz Dışişleri Bakanı Lort Curzon, İzmir’de toplanmanın üstünlük sağlayacağını düşündüğü için bunu istemiyordu. Sonunda barış konferansının 13 Kasım 1922’de Lozan’da toplanması kararlaştırılmıştı. Bu karar neticesinde İstanbul ve Ankara Hükumetine ayrı ayrı 2 davetiye gönderilmiştir. Amaçları ikilik yaratmak ve bu karmaşadan yararlanmak olacaktı. Ancak bu durum kabul edilemezdi. Dolayısıyla TBMM tarafından 1 Kasım 1922’de alınan bir kararla, Saltanat kaldırıldı. Böylece Türk tarafını temsil etme görevi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gerçekleştirilmiştir. Mustafa Kemalinde bizzat isteği üzerine görüşmelere, İsmet Paşa önderliğinde Hasan Paşa ve Rıza Nur Bey gönderildi. Türk tarafına istedikleri koşullarda bir antlaşma imzalatabileceklerini sanan itilaf tarafı büyük bir yanılgı içerisinde olacaktır. Görüşmelerde İngiltere, Fransa, İtalya, Yugoslavya, Yunanistan, Japonya ve Romanya katılmıştır. Ayrıca ABD de gözlemci sıfatıyla konferansa yer edinmiştir.
Lozan Barış Konferansında, İtilaf Devletleri ağır maddeler içeren projeler imzalatmak istemişlerdir.  Türk heyeti teklif edilen projeyi kabul etmemiştir. Lort Curzon, yani İngiltere daha fazla görüşmeye vakit olmadığını söyleyerek İsmet Paşa’nın kesin cevap vermesini istemiştir. Fakat İsmet Paşa, Türk hâkimiyetine aykırı hiçbir kaydı kabul etmeyeceğini söyleyerek tekrar reddetmiştir. Konferans 4 Şubat Pazar günü 1923’te dağılmıştır.
Günümüz de hala tartışma konusunda olan Lozan burada bahsedildiği üzere çok daha kötü sonuçlanabilme ihtimali vardı, lakin İsmet Paşa ve heyetinin dik duruşu bunun önüne geçmiştir. Üstelik o günün şartlarına göre düşünüldüğünde İsmet Paşanın işgale uğramış bir ülke konumunda olmasına rağmen ret kararı onun ne kadar asil boyun eğmez bir kişilik olduğunu gösterir.
Lozan görüşmelerinin bitmesi savaş düşüncelerini ortaya çıkarmıştır.
Öyle ki Anadolu hala işgal altındadır. Başkomutan Mustafa Kemal, Türk Ordusu'na savaş hazırlıklarının başlamasını emretmiştir. Sovyetler Birliği de yeniden savaş çıkarsa bu sefer Türkiye'nin yanında savaşa gireceğini ilan etti. Bunun olmasını istemeyen İtilaf Devletleri barış görüşmelerini tekrar başlatmak için Türkiye'yi tekrar Lozan'a çağırdı.
23 Nisan 1923’te görüşmelerin yeniden başlamasıyla 17 Temmuz 1923’te ortak bir antlaşma yapıldı. Sonuç itibari ile Lozan Barış Antlaşması 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalandı.

maddeler

Toplamda 143 maddeden oluşan Lozan Barış Antlaşmasının en önemli konularına değinelim:
SINIRLAR: Irak Sınırı: Lozan da gündeme gelmesine rağmen, çözülemeyen tek konu olan Irak sınırı, Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, sonraya bırakılmıştır. Bu konuda İngiltere ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardır. Türk-Yunan Sınırı: Meriç Nehri'nin batı tarafındaki Bosna köy ve Karaağaç istasyonu, Yunanistan'ın Batı Anadolu'da vermiş olduğu hasara karşılık savaş tazminatı olarak Türkiye'ye verilmiştir. Türkiye-İran Sınırı: Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması'na göre belirlenmiştir.
ADALAR: Gökçeada ile Bozcaada özerk bir yönetime tabi tutulmak şartıyla (Türkiye antlaşmanın bu maddesini uygulamadı) Türkiye'de, diğer Ege Adaları İtalya'ya kaldı. İtalya'nın Türk sınırına yakın adaları silahsızlandırması kararlaştırıldı. Sevr Antlaşmasıyla On iki Ada İtalya'ya diğer adalar Yunanistan'a bırakılmıştı. On iki Ada ve Rodos 1945 yılında müttefiklerin eline geçti ve Nisan 1947'de resmen Yunanistan'a teslim edildi.
KAPİTÜLASYONLAR: Yabancı devletlere tanınan ayrıcalıklara tamamen son verilmiştir. Kapitülasyonları fırsat bilerek ülkemizde faaliyet gösteren ticaret kuruluşlarına, T.C. yasalarına uyma zorunluluğu getirilmiştir.
AZINLIKLAR: Türkiye sınırlarında yaşayan tüm azınlıklar Türk yurttaşı sayılmıştır, Azınlıklara tanınan ayrıcalıklara son verilmiş, azınlıkların Türk vatandaşlarına verilen haklardan yararlanmaları sağlanmıştır. Bu madde sayesinde Avrupalı devletlerin iç işlerimize karışması engellenmiştir. Azınlıklarla ilgili alınan kararlardan biri de nüfus mübadelesi kararıdır. Bu karar ile Türkiye’de yaşayan Rumlar ve Yunanistan’da yaşayan Türkler yer değiştirmiştir. Nüfus Mübadelesine İstanbul ve Batı Trakya’da yaşayanlar dahil edilmemiştir.
BORÇLAR: Lozan Antlaşmasına göre TBMM heyeti Osmanlı’dan kalan borçları ödemeyi kabul etmiştir. Kalan borçlar, ayrılan devletler arasında paylaştırılmış ve ödenmek üzere taksite bağlanmıştır. Borçların Türk Lirası ya da Fransız Frangı olarak ödenmesi kararına varılmıştır. Genel Borçlar Yönetimi ve Düyun-u Umumiye İdaresi kaldırılmıştır.
BOĞAZLAR: En çok konuşulan konulardan biridir. Bu konu ilk görüşmelerde bir sonuca ulaşmasa da daha sonra çözüme kavuşturulmuştur. Türklerin başkanlığını yaptığı komisyon kurulacak ve bu komisyon tarafından yönetilecektir. Ticaret gemileri bu boğazlardan barış zamanında serbest bir şekilde geçebilecek, savaş gemileri ise sınırlandırılacaktır. Boğazlara herhangi bir saldırı olması durumunda gereken önlem Milletler Cemiyeti tarafından alınacaktır.
YABANCI OKULLAR: Eğitimlerine Türkiye'nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı.
PATRİKHANELER: Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin siyasi yetkilerinden arındırılarak İstanbul'da kalmasına izin verildi.

Sonuç

Lozan Barış Antlaşması, Türk milletinin varoluş belgesidir. Osmanlı İmparatorluğu tarafından imzalanan 1920 tarihli Sevr Antlaşması'nın dayattığı toprak kayıplarına karşı çıkan Mustafa Kemal Paşanın 600 yıllık bir mirasın ardından bizi bir kuyuya atamazsınız seslenişlerine istinaden adeta özgürlüğün ve direnişin mührünün basıldığı bir antlaşmadır. Yine Gazinin aynen belirttiği gibi “Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Muahedenamesiyle ikmal edildiği zannedilmiş, büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını ifade eder bir vesikadır” ve gerek Millî Mücadele’deki başarılarıyla gerekse Lozan’daki duruşuyla Türk milletinin sevgisini kazanan İsmet İnönü’nün belirttiği üzere de “I. Dünya Savaşı’ndan sonra günümüze kadar dimdik ayakta kalan tek barış antlaşmasıdır”.
Lozan Barış Antlaşması sayesinde Türkiye, bağımsızlığını kazanmış bir devlet olarak kabul edilmiştir. Türkiye’nin bağımsızlığını kazanmasının en etkili sebebi kapitülasyonların kaldırılması olmuştur. Kapitülasyonların kaldırılmasıyla yabancı devletlere verilen ayrıcalıklar son bulmuştur. Bu antlaşma sonrasında Türk vatandaşları eşitlik ve bağımsızlık kazanırken, Azınlıklarda eşit şartlarda benimsenmiştir. Lozan antlaşması ne zaman bitiyor sorusuna cevap ise kısaca söylemek gerekirse Lozan Antlaşması bitmiyor, süresi bulunmuyordur.
Lozan’ın günümüzde hala milletimizin belini büken bir antlaşma olduğu düşünülmesi son derece yanlış bir düşüncedir. Lozan’da elbette ki bazı maddeler kısıtlayıcı olabilir lakin şu unutulmamalıdır ki biz Sevr Antlaşmasından yani özgürlüğümüzün tamamen teslim edildiği bir antlaşmadan Lozan’a geldik. Tamda burada İsmet Paşanın söylemiş olduğu iki güzel sözden bahsetmek isterim. Lozan görüşmelerinde önümüze getirilen adeta Sevr’i andıran projelere karşın “Beyler unutmayın biz Mondros’tan değil Mudanya’dan geldik buralara” Yani bize yenik bir devlet statüsünde muamele yapamazsınız biz buraya vatanımızı kurtararak geldik demiştir. Yine aynı şekilde bir sözünde daha “Çok ıstırap çektik, çok kan akıttık... Bütün uygar uluslar gibi
özgürlük ve bağımsızlık istiyoruz.” Demiştir. Buradan anlaşılacağı üzere Lozan’da biz o günün şartlarına göre yapılması gereken neredeyse her şeyi yapmaya çalışmışızdır. O gün ki şartları düşünmeyip bugünün şartlarına göre yorum yapmak doğru değildir.

KAYNAKÇA

Atatürk, Mustafa Kemal, Nutuk (1919-1927).
İnönü, İsmet Paşa, Hatıraları
Atatürk Yolu Dergisi S 53, (Lozan Antlaşması Özel Sayısı), 2013,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder